19 Haziran

Günün Önemi


  • Başarılı ve karizmatik iş adamı sayın Batuhan KAYAHAN'ın doğum gününü en içten dileklerimiz ile kutlarız :)
  • 1862 - ABD’de kölelik resmi olarak kalktı.
  • 1885 - Özgürlük Heykeli, Fransa'dan New York'a getirildi.
  • 1952 - Kömür madenlerinde çalışan işçilerin askerlikten muaf tutulmalarına ilişkin yasa kabul edildi.
  • 1961 - Kuveyt, Birleşik Krallık'tan bağımsızlığını ilan etti.
  • 1965 - Eskişehirspor kuruldu.

Günün Sözü


Bazen insanlar da ikiye ayrılır; Yanınızdakiler, aklınızdakiler. Marlynn Longston

Günün Öyküsü


Kıyamet sözlükte geçen anlamıyla yalnız kalkmak, dirilmek anlamında değildir. Bu tabir canlı ve cansız bütün yaratıklara şamil umumi bir imha ve yeniden dirilme gibi iki safhalı bir olay bildirmektedir. Yani bütün canlıların helak oldukları güne Kıyamet dendiği gibi, bütün ölülerin tekrar diriltikleri günede Kıyamet denir. Kıyâmet, Allah inancından sonra İslâmın ikinci temel inancı olan Âhiret hayatının ilk aşamasını oluşturur. Genel bir yok oluş ve yeniden dirilişle birlikte gelişecek Haşr, Hesap, Mizan, Cennet ve Cehennem gibi olaylar hep Kıyâmet gününün gündem içindedir. Bu nedenle Âhiret inancı, Kıyâmet ve onunla birlikte gelecek olaylara inançtan başka birşey değildir. Kıyamet, Kuran-ı Kerimde hangi isimlerle anılıyor? Kıyamet, kelimesi Kuran-ı Kerimde 70 kez geçer. Bu olay Kuranda çok çeşitli isimlerle anılır. Bunların başlıcaları: Yevmül-Kıyâme (Kalkış, Diriliş Günü), el-Saa (Saat), Yevmül-Âhir (Son Gün), el-Âhire (Gelecek Hayat), Yevmüd-Din (Ceza Günü), Yevmül-Hesap (Hesap Günü), Yevmül-Fası (Karar Günü),Yevmül-Cem (Toplanma Günü), Yevmül-Hulud (Sonsuzluk, Sonsuzlaşma Günü), Yevmül-Bas (Diriliş Günü), Yevmül-Haşre (Pişmanlık Günü), Yevmü -Teğabün (Kusurların Ortaya Çıktığı Gün), el-Karia (Şaşırtan Felâket), en-Naşiye (İnsanı Dehşete Düşüren Felâket), et-Tamme (Herşeyi Kuşatan Felâket), el-Hakka . (Büyük Hakikat) ve el-Vakıa (Büyük Olay)dır. Kuran-ı Kerimde Kıyamet Olayı Ey insanlar! Rabbinizden korkun! Çünkü kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir! (Hacc,1) ... Kıyamet vakti de gelecektir; bunda şüphe yoktur. Ve Allah kabirlerdeki kimseleri diriltip kaldıracaktır. (Hac,7) İnkâr edenler, kendilerine o saat ansızın gelinceye, kadar hep şüphe içindedirler. (Hac,55) ... O saat (kıyamet), mutlaka gelecektir. Şimdilik onlara güzel muamele et. (Hicr,85) ...Kıyametin kopması ise, göz açıp kapama gibi veya daha az bir zamandan ibarettir. (Nahl, 77) Onlar üstelik kıyameti de yalan saydılar. Biz ise, kıyameti inkâr edenler için alevli bir ateş hazırladık. (Furkan,11) Bilakis kıyamet onlara vâdedilen asıl saattir ve o saat daha belâlı ve daha acıdır. (Kamer, 46) Kıyamet Ne Zaman Kopacak? Kuran, Kıyâmet olayının kesinliğini, yakınlığını bildirdiği, hatta oluş biçimine ilişkin tasvirler verdiği halde zamanı konusunda bir açıklama yapmaz. Kıyâmet doğrudan doğruya Allahın dilemesine bağlı bir olaydır ve O dan başka hiç kimsenin bu konuda bir bilgisi yoktur. Kuran, . "Kıyâmet saatinin bilgisi şüphesiz Allah katındadır" (Lokman, 34).. gibi âyetlerle Kıyâmetin zamanının hiç kimse tarafından bilinemeyeceğini belirttikten sonra, bu konuda sorulan soruları şöyle cevaplar: "De ki: Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır. Onun vaktini kendisinden başkası açıklayamaz" (A af, 187) "Kıyâmetin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar. Senin neyine gerek onun zamanını bildirmek. Onun nihayeti ancak Rabbine aittir" (Nâziât, 42-44). Cibril Hadisi olarak ünlü hadiste, Hz. Peygamber (s.a.s) Hz. Cebrâilin bu konudaki sorusunu "Soruları sorandan daha bilgili değildir." diye cevaplayarak kendisinin de kıyâmetin zamanına . ilişkin bir bilgiye sahip olmadığını açıklamıştır (Buhârî, İmân, 37). Kıyametin Oluş Biçimi Kuran kıyâmetin oluş biçimine ilişkin ayrıntılı ve dehşet verici tablolar çizer. "Sura üflenince, Allahın dilediği bir yana, göklerde olanlar, yerde olanlar hepsi düşüp ölür." (Zümer, 6Cool "Kıyamet vaktinin depremi müthiş bir şeydir! Onu gördüğünüz gün, her emzikli kadın emzirdiği çocuğu unutur, her gebe kadın çocuğunu düşürür. İnsanları da sarhoş bir halde görürsün. Oysa onlar sarhoş değillerdir..." (Hac,1-2) "O gün gökyüzü, erimiş maden gibi olur. Dağlar da atılmış yüne döner. Dost, dostu sormaz." (Meâric,8-10) "Gökyüzü yarıldığı zaman,Yıldızlar döküldüğü zaman,Denizler birbirine katıldığı zaman,Kabirlerin içindekiler dışarı çıkarıldığı zaman," (İnfitâr, 1-5) "Güneş katlanıp dürüldüğünde, Yıldızlar döküldüğünde, Dağlar yürütüldüğünde,Gebe develer salıverildiğinde,Vahşî hayvanlar toplanıp bir araya getirildiğinde,Denizler kaynatıldığında, Ruhlar birleştirildiğinde, Diri diri toprağa gömülen kıza, sorulduğunda, "Hangi günah sebebiyle öldürüldü?diye.Defterler açıldığında,Gökyüzü sıyrılıp alındığında, Cehennem tutuşturulduğunda ve cennet yaklaştırıldığında," (Tekvir, 1-13). Küçük Kıyamet Kuran ve Sünnet en kesin bir delile dayanmamakla birlikte müslümanlar arasında ölüme küçük Kıyâmet (kıyâmet-i suğra) denilmesi gelenekleşmiştir. Bazı bilginlere göre bu tanımlama, ölümün âhiret hayatına bir geçiş olmasına dayanılarak yapılmıştır. Kimi bilginler ise bu tanımlamanın Kurana dayandığını öne sürmektedir. Bu bilginlere göre: "Allaha kavuş(up huzura çık)mayı yalan sayanlar, gerçekten ziyana uğradı(lar). Nihayet kendilerine ansızın Saat gelince, onlar (günah) yüklerini sırtlarına yüklenerek (gelirler ve): "Orada (hayatta iken), işlediğimiz büyük kusurlardan dolayı yazıklar olsun bize! " derler..." (Enam, 31) ayetinde "Kıyâmet" anlamındaki "Saat" aynı zamanda ölümü de dile getirmektedir. Bu geleneğe göre gerçek kıyâmet, Kıyâmet-i Kübra (Büyük Kıyâmet) olarak anılır. Küçük kıyâmet (ölüm) ile başlayan ve büyük kıyâmete kadar süren dönem Kabir Hayatı ya da Berzah olarak adlandırılır. Kabir Hayatı içinde Münker ve Nekir adlı meleklerin sorgusu ve ölünün mümin ya da kâfir oluşuna göre mutluluk ya da azab vardır. Kabir Hayatı a ilişkin bir hadisinde Hz. Peygamber (s.a.s) kabri ya Cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da Cehennem çukurlarından bir çukur olarak nitelemiştir (Tirmizî, Kıyâmet, 26). Bir başka hadiste de Münker ve Nekirin sorgusundan sonra ölünün nimetlendirildiği yadaazaba uğratıldığı anlatılır. Buna göre Müminin mezarı yetmiş arşın genişletilir, aydınlatılır ve ona "Zifafa giren ve sadece en çok sevdiği kişi tarafından uyandırılan şahıs gibi Mahşer gününe kadar uyumana devam et" denilir. Münafık kişinin mezarına . da "Bu adamı alabildiğine sıkıştır" emri verilir. Yer, cendere gibi adamı, kemikleri hurdahaş oluncaya kadar sıkıştırır ve ölü yeniden dirilene kadar böyle işkence görür (Tirmizi, Cenaiz; 70). KIYÂMET ALAMETLERİ Küçük Alâmetler Kıyamet gününün yaklaşmakta olduğunu haber veren belirtiler. - İnsanların bina yapmakta birbiriyle yarışmaları - İnsanların ölümü temenni etmeleri - Câriyenin efendisini doğurması - Fırat nehrinin sularının çekilerek, nehir yatağından altın çıkması - İkisi de hak iddiasında bulunan iki büyük İslâm ordusunun birbiriyle savaşması - İslâmî ilimlerin ortadan kalkması, cehaletin artması - . Depremlerin çoğalması - Cinâyetlerin çoğalması, fitnelerin zuhur etmesi - Yahudilerle Müslümanların savaşmaları, Müslümanların Yahudileri öldürmesi - Zinanın açıkça işlenmesi, içki tüketiminin artması, kadınların çoğalıp erkeklerin azalması . - Namaz büyük bir yük ve külfet sayılacak - Kadınların saltanat devri başlayacak Büyük Alâmetler Kıyametin kopacağına dair son belirtilerdir. - Deccalin ortaya çıkışı - Duhanın çıkışı: Duman anlamına gelir. Kıyamet kopmadan önce bütün dünyayı saracak. " O halde, semanın apaşikar bir duman getireceği günü gözetle" (Duhan Suresi : 10) . - Dabbetül-arzın çıkışı - Güneşin Batıdan doğması - Hazreti İsa (a.s)ın inmesi - Yecûc ve Mecûcün çıkışı - Çöküntü - Ateş: Yemenden çıkacak olan büyük bir ateşin insanları önüne katarak sürmesi. - Mehdî in çıkması -------------------------------------------------------------------------------- KAYNAKLAR: 1- Kiyamet, Şamil İslam Ansiklopedisi, Ahmet ÖZALP 2- Kiyamet Alametleri, Şamil İslam Ansiklopedisi, Ahmet ÖZGEN 3- Kuranı Kerim ve Meali

Bizim Köşe


Yeni Zelanda’da yaşayan Kea adında bir cins papağan araba pencerlerinin etrafındaki kauçuk şeritleri yer!

Günün Duası


BİR KISMI: 48-el-FETİH İçinde İslâm'ın elde edeceği fetih, başarı ve zaferden bahsedildiği için Fetih adını alan bu sûre, hicretin altıncı yılında Hudeybiye antlaşması dönüşünde Mekke ile Medine arasında inmiş ve Medine'de inen sûrelerden sayılmıştır; 29 (yirmidokuz) âyettir. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1. Biz sana doğrusu apaçık bir fetih ihsan ettik. 2. Böylece Allah, senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar. Sana olan nimetini tamamlar ve seni doğru bir yola iletir. 3. Ve sana şanlı bir zaferle yardım eder. 4. İmanlarını bir kat daha arttırsınlar diye müminlerin kalplerine güven indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah bilendir, her şeyi hikmetle yapandır. 5. (Bütün bu lütuflar) mümin erkeklerle mümin kadınları, içinde ebedî kalacakları, zemininden ırmaklar akan cennetlere koyması, onların günahlarını örtmesi içindir. İşte bu, Allah katında büyük bir kurtuluştur. 6. (Bir de bunlar) Allah hakkında kötü zanda bulunan münafık erkeklere ve münafık kadınlara, Allah'a ortak koşan erkeklere ve ortak koşan kadınlara azap etmesi içindir. Müslümanlar için bekledikleri kötülük çemberi başlarına gelsin! Allah onlara gazap etmiş, lânetlemiş ve cehennemi kendilerine hazırlamıştır. Orası ne kötü bir yerdir! 7. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah azîzdir, hakîmdir. 8. Şüphesiz biz seni, şahit, müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. 9. Ta ki (ey müminler!) Allah'a ve Resûlüne iman edesiniz, Resûlüne yardım edesiniz, O'na saygı gösteresiniz ve sabah akşam Allah'ı tesbih edesiniz. 10. Muhakkak ki sana biat edenler ancak Allah'a biat etmektedirler. Allah'ın eli onların ellerinin üzerindedir. Kim ahdini bozarsa, ancak kendi aleyhine bozmuş olur. Kim de Allah ile olan ahdine vefa gösterirse Allah ona büyük bir mükâfat verecektir. 11. Bedevîlerden geri kalmış olanlar, sana diyecekler ki: "Mallarımız ve ailelerimiz bizi alıkoydu. Allah'tan bizim bağışlanmamızı dile." Onlar kalplerinde olmayanı dilleriyle söylerler. De ki: Allah size bir zarar gelmesini dilerse veya bir fayda elde etmenizi isterse O'na karşı kimin bir şeye gücü yetebilir? Kaldı ki, Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 12. Aslında siz Peygamberin ve müminlerin ailelerine bir daha dönmeyeceklerini sanmıştınız. Bu sizin gönüllerinize güzel göründü de kötü zanda bulundunuz ve helâki hak etmiş bir topluluk oldunuz. 13. Kim Allah'a ve Resûlüne iman etmezse bilsin ki biz, kâfirler için çılgın bir ateş hazırlamışızdır. 14. Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini bağışlar, dilediğine ceza verir. Allah çok bağışlayan, çok merhamet edendir.

Günün Sorusu


Fransız İhtilali kaç yılında gerçekleşmiştir?