27 Eylül

Günün Önemi


  • Dünyanın en iyi niyetli, en fedakâr, en güçlü babası, canım babam Mustafa ERİM'in doğum gününü en içten dileklerim ile kutlarım :)

Günün Sözü


Baba sevgisini koru. O sevgiyi kesip atarsan, Tanrı da senin mutluluk ışığını söndürür. "Hz. Muhammed (s.a.v)"

Günün Öyküsü


60lı yaşlarda baba 25 – 30 yaşlarda oğul, beraber bahçede oturuyorlardı. Ağaca bir kuş gelmiş , bir yere bir ağaca neşeyle oynuyordu, baba oğluna sordu -Bu nedir? -Evlat cevapladı -Kuş Babanın gözü kuşdaydı devamlı onu takip ediyordu ve tekrar oğluna sordu. -Bu nedir? -oğlu sıkılgan bir şekilde Kuş dedi. Babanın gözü yine kuştaydı ve tekrar oğluna sordu -Bu nedir? Oğlu hiddetli ve kızgın bir ifadeyle – Kuş, o Kuş baba neden tekrar tekrar soruyorsun bilmiyor gibi; diyerek çıkıştı. Baba sanki bu tepkiyi ondan beklercesine ve ona hayatının en büyük dersini vermek için ayağa kalktı ve eve yöneldi. Az sonra elinde bir defterle tekrar geri geldi ve oğlunun yanına oturdu. Bir sayfayı açtı ve okumasını istedi, oğul içinden okuyacaktıki babası sesli okumasını istedi, ve notta şunlar yazılıydı. -Bugün oğlumla beraber parka gittik, oğlum yürümeye ve konuşmaya başladı, ve biz otururken bir kuş geldi, oynuyordu; Oğlum sordu -Bu ne -Kuş Tekrar sordu – Bu ne -Kuş O sordu, sormayada devam etti onlarca kez, ben ise her seferinde kuş dedim sevgiyle ve en sonunda oda bana, bu kuş dedi. Seviyorum SENİ canım oğlum benim, İyiki geldin aramıza neşe kattın canımıza… Oğul bu notu okuduktan sonra yutkundu gözleri doldu ve babasına sarıldı şunları diyebildi. -Af et beni babacığım o sabrı ben gösteremedim özür dilerim canım babam seni çok Seviyorum….

Bizim Köşe


Evimizin direği, Altın gibi yüreği, Eşek gibi çalışır, Evimizin sağmal ineği. Ona biz baba deriz, O getirir biz yeriz, Bulamayız dünyada, Onun gibi bir keriz. Varlık yokluk bilmeyiz, Ona sıramızı vermeyiz, Siparişler gelmezse, Babamızı sevmeyiz. Hasta oldum diyemez, Biz doymadan o yiyemez, Ne mankafa varlıktır, Yeni bir şey giyemez. Etrafını sararız, Köpek gibi dalarız, Dediklerimiz olmazsa, Anamızı üzerine salarız.

Günün Duası


BİR KISMI: 34-SEBE' Mekke'de nâzil olmuştur. 54 (ellidört) âyettir. Yalnız 6. âyeti Medine'de inmiştir. Sûre adını, Yemen'de bir bölge veya kabile ismi olan Sebe' kelimesinin geçtiği 15. âyetten alır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1. Hamd, göklerde ve yerde bulunanların hepsinin sahibi olan Allah'a mahsustur. Ahirette de hamd O'na mahsustur. O, hikmet sahibidir, (her şeyden) haberi olandır. 2. Yerin içine gireni ve ondan çıkanı; gökten ineni, oraya çıkanı bilir. O, esirgeyendir, bağışlayandır. 3. İnkârcılar: Kıyamet bize gelmeyecek, dediler. De ki: Hayır! Gaybı bilen Rabbim hakkı için o, mutlaka size gelecektir. Göklerde ve yerde zerre miktarı bir şey bile O'ndan gizli kalmaz. Bundan daha küçük ve daha büyüğü de şüphesiz, apaçık kitaptadır (yazılıdır). 4. Allah, inanıp iyi işler yapanları mükâfatlandırmak için (her şeyi açık bir kitapta tesbit etmiştir). Onlar için büyük bir mağfiret ve güzel bir rızık vardır. 5. Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarışırcasına uğraşanlar için de, en kötüsünden, elem verici bir azap vardır. 6. Kendilerine bilgi verilenler, Rabbinden sana indirilenin (Kur'an'ın) gerçek olduğunu bilir; onun, mutlak galip ve övgüye lâyık olan (Allah'ın) yoluna ilettiğini görürler. 7. Kâfir olanlar (kendi aralarında) şöyle dediler: Çürüyüp paramparça olduğunuz vakit yeniden dirileceğinizi söyleyerek haber veren kişiyi gösterelim mi? 8. "Acaba o, yalan yere Allah'a iftira mı etmiştir? Yoksa onda delilik mi var?" (dediler). Hayır! Ahirete inanmayanlar azaptadırlar ve derin bir sapıklık içindedirler. 9. Onlar, gökte ve yerde önlerine ve arkalarına bakmıyorlar mı? Dilesek onları yere batırırız, ya da üzerlerine gökten parçalar düşürürüz. Şüphesiz bunda (Rabbine) yönelen her kul için bir ibret vardır. 10. Andolsun, Davud'a tarafımızdan bir üstünlük verdik. "Ey dağlar ve kuşlar! Onunla beraber tesbih edin" dedik. Ona demiri yumuşattık. 11. Geniş zırhlar imal et, dokumasını ölçülü yap. (Ey Davud hanedanı!) İyi işler yapın. Kuşkusuz ben, yaptıklarınızı görmekteyim, diye (vahyettik). 12. Sabah gidişi bir aylık mesafe, akşam dönüşü yine bir aylık mesafe olan rüzgârı da Süleyman'a (onun emrine) verdik ve onun için erimiş bakırı kaynağından sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle cinlerden bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim emrimizden sapsa, ona alevli azabı tattırırdık. 13. Onlar Süleyman'a kalelerden, heykellerden, havuzlar kadar (geniş) leğenlerden, sabit kazanlardan ne dilerse yaparlardı. Ey Davud ailesi! Şükredin. Kullarımdan şükreden azdır! 14. Süleyman'ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda yere) yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azap içinde kalmazlardı.

Günün Sorusu


Aptal Puma sendromu nedir?