05 Temmuz

Günün Önemi


  • Koç Üniversitesi'nin önde gelen zekalarından sayın İlker Çalışır'ın doğum gününü en içten dileklerimiz ile kutlarız :)
  • 1770 - Rus ve Osmanlı donanmaları arasındaki Çeşme Muharebesi.
  • 1950 - Kore Savaşı: Amerika Birleşik Devletleri ve Kuzey Kore birlikleri arasındaki ilk çarpışmalar.
  • 1962 - Cezayir, Fransa'dan bağımsızlığını ilan etti.
  • 1993 - Başbağlar Katliamı. Sivas Katliamından 3 gün sonra, bu olaya misilleme olarak PKK tarafından yapıldığı iddia edilen, aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 33 kişi Erzincan'ın Kemaliye ilçesinin Başbağlar köyünde öldürüldü.
  • 1996 - Dolly adı verilen bir koyun, bir erişkin hücreden klonlanmış ilk memeli oldu.
  • 2003 - Ankara İncesu caddesi üzerinde bulunan Petrol Ofisi patladı.Faciada 14'ün üzerinde kişi ölürken 200'ü aşkın kişi de yaralandı.Başkent yetkililerin yerinde müdahalesiyle çok büyük bir facianın yaşanmasından kıl payı kurtuldu.

Günün Sözü


Allah kuluna üç şekilde cevap verir; ‘Evet’ der, istediğini verir; ‘Hayır’ der, daha iyisini verir; ‘Bekle’ der ve en iyisini verir. Hz. Mevlana

Günün Öyküsü


Hizli bir calisma temposunun ardindan saatin bes oldugunu kat nobetini devretmeye gelen hemsire arkadaslar sayesinde fark etmistik. Yogun bir servisti calistigim servis cocuk servisleri hastanelerin en yogun ve gurultulu olan servisleridir. Artik gunun yogunlugu gecmis servis sessiz bir hal almisti aksam tedavilerini henuz bitirmis ofiste cay icmeye gitme telasindaydim. Cunku gunun ilk cayini icme firsati yakaladim diye kendi kendime dusunuyordum. Kep dagilmis sac bas karismis yorgun bitkin bir haldeydim tedavi odasindan ciktigimda aynada kendimi taniyamadim ofise geldigimde hemsire odasinin telefonu caliyordu. Oturdugum yerden buyuk bir guclukle ayaga kalktim ve telefona gittim karsidaki ses acilde trafik yaralilarinin oldugunu iclerinde cocuklarinda bulundugunu damar bulamadiklarindan dolayi acile yardima gelmemi soyluyordu. Tum yorgunlugumu unutmus hizla acil servisine yonelmistim ki diger telefonda nobetci hekimin icapci beyin cerrahi hekimiyle gelip gelmeme konusundaki tartismasini duydum. Nobetci hekimin sesi ortaligi cinlatiyordu: - Ne yapalim? Birakalim olsun mu bu insanlar? Gelmek zorundasiniz! - Gittiginiz davet beni ilgilendirmez! Nobet degistirseydiniz cok onemli bir davetti madem. - Siz Hipokrat yemini etmediniz mi ? Konusma boyle surup giderken gelen asansore binerek kosarak acil servisine gittim. Her yer kan revan icinde aglayan kosusturan yakinini bulmaya calisan bir yigin insan vardi bu kalabalikta saglikli bir is nasil yapilirdi bilmiyordum ama her kez elinden geleni birilerine bakma gayretini gosteriyordu. Acil serviste yatak kalmamis sedyelere insanlar yatirilip ilk mudahale yapilincaya kadar bekletiliyor yetersiz kalan personel yerine hastalari yukari sevk edilen servise aileleri cikartiyordu. Onca kazazede icinde basinda kimsesi olmayan ama durumu da oldukca agir 15-17 yas arasi bir genc vardi gerekli mudahalesi yapilmis fakat . sevk edildigi beyin cerrahi hekimi henuz gorev yerine gelmedigi icin orada bekletiliyordu. Kendime ait serum ve tedavileri uyguladiktan sonra o cocugun basina giderek ilgilenmeye calistim suuru yerindeydi konustuklarimi anliyor fakat cevap veremiyordu. Hayatinin son anlarini yasadigini goruyor ve yalniz oldugu icin korkunc derecede uzuluyordum onu orada yalniz birakamiyordum . Zaten ben onunla ilgilenirken acil servis bosalmis tum hastalar gerekli servislere dagitilmisti. Genc iyice kotu olmustu ellerimi simsiki tutuyordu birakma dercesine gozlerinden yaslar suzuldukce kendimi bende tutamaz hale gelmistim egildim yanaklarindan optum "- Birakmayacagim seni sakin ol uzulme sakin." diyordum hic tanimadigim daha once hic gormedigim bu insana anlatilmaz bir yakinlik hissediyor sanki onun acisinin aynisini cekiyordum. Cok aci cekiyordu hem yalnizligindan hem de gecirmis oldugu beyin travmasindan ne kadar sure daha onunla kaldigimi hatirlamiyorum o artik aramizda degildi bu dunyayi terk etmisti ve ben gelmeyen doktoru sucluyor icimden lanetler yagdiriyordum . Derken beyin cerrahi hekimi gelmisti. Hastanin daha dogrusu ex (olmus) olmus gencin uzerindeki carsafi almami soyledi. Carsafi kaldirdigimda doktorun hic bir sey soyleme firsati olmadan yere dustugunu gordum .Ne oldugunu anlamaya calisiyordum yemekli bir davetten gelmisti acaba cok mu sarhostu ya da kalp krizimi geciriyordu diye dusunurken diger hekim arkadaslari olaya mudahale etmislerdi bile. Olen o gencecik insanin babasiydi bu doktor ve kendi evladinin tedavisi icin cok gec kalmisti ne yazik ki. kotu gunde oglunun acisiyla felc gecirmis ve gorevine yeniden donememisti. Seni yeniden andim KEREM ruhun sad olsun hayattaki bir saatlik dost bana yillardir yasattigin tecrubeyle dost kalan dost.

Bizim Köşe


Bir timsahın gözlerinin arasındaki mesafe, ayaklarının büyüklüğüne eşittir.

Günün Duası


64-et-TEĞÂBÜN Medine'de inmiştir; 18 (onsekiz) âyettir. Adını, dokuzuncu âyette geçen ve aldanma, kâr-zarar manasına gelen "teğâbün" kelimesinden alır. Rahmân ve Rahîm (olan) Allah'ın adıyla. 1. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah'ı tesbih eder. Mülk O'nundur, hamd O'nadır. O her şeye kadirdir. 2. Sizi yaratan O'dur. Böyle iken kiminiz kâfir, kiminiz mümindir. Allah yaptıklarınızı görendir. 3. Gökleri ve yeri yerli yerince yarattı. Sizi şekillendirdi ve şekillerinizi de güzel yaptı. Dönüş ancak O'nadır. 4. Göklerde ve yerde olanları bilir. Gizlediklerinizi ve açığa vurduklarınızı da bilir. Allah kalplerde olanı bilendir. 5. Daha önce inkâr edenlerin haberi size ulaşmadı mı? İşte onlar (dünyada) yaptıklarının cezasını tattılar. Onlar için acı bir azap da vardır. 6. (O azabın sebebi) şu ki, onlara peygamberleri apaçık deliller getirmişlerdi, fakat onlar: Bir beşer mi bizi doğru yola götürecekmiş? dediler, inkâr ettiler ve yüz çevirdiler. Allah da hiçbir şeye muhtaç olmadığını gösterdi. Allah zengindir, hamde lâyıktır. 7. İnkâr edenler, kesinlikle diriltilmeyeceklerini ileri sürdüler. De ki: Hayır! Rabbime andolsun ki mutlaka diriltileceksiniz, sonra yaptıklarınız size haber verilecektir. Bu, Allah'a göre kolaydır. 8. Onun için Allah'a, Peygamberine ve indirdiğimiz o nûra (Kur'an'a) inanın. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. 9. Mahşer vaktinde sizi toplayacağı gün, işte o zarar günüdür. (Ancak) kim Allah'a inanır ve yararlı iş yaparsa, Allah onun kötülüklerini örter, onu (ve benzerlerini), içinde ebedî kalacakları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokar. İşte büyük kurtuluş budur. 10. İnkâr eden ve âyetlerimizi yalanlayanlara gelince, işte onlar cehennem ehlidirler. Orada ebedî kalacaklardır. Ne kötü gidilecek yerdir orası! 11. Allah'ın izni olmaksızın hiçbir musibet isabet etmez. Kim Allah'a inanırsa, Allah onun kalbini doğruya götürür. Allah her şeyi bilendir. 12. Allah'a itaat edin, Peygamber'e de itaat edin. Yüz çevirirseniz bilin ki, elçimize düşen apaçık bir duyurmadır. 13. Allah; O'ndan başka hiçbir ilâh yoktur. Müminler yalnız Allah'a dayanıp güvensinler. 14. Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır. Onlardan sakının. Ama affeder, kusurlarını başlarına kakmaz, kusurlarını örterseniz, bilin ki, Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir. 15. Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır: Büyük mükâfat ise Allah'ın yanındadır. 16. O halde gücünüz yettiğince Allah'a isyandan kaçının. Dinleyin, itaat edin, kendi iyiliğinize olarak harcayın. Kim nefsinin cimriliğinden korunursa işte onlar kurtuluşa erenlerdir. 17. Eğer Allah'a (rızası uğruna) ödünç verirseniz, Allah onu sizin için kat kat arttırır ve sizi bağışlar. Allah çok mükâfat verendir, ceza vermekte acele etmeyendir. 18. Görülmeyeni ve görüleni bilendir. Üstündür, hikmet sahibidir.

Günün Sorusu


Karadeniz Ekonomik işbirliği Örgütünün (KEİ) merkezi nerededir?